Blog

İşsizlik Sigortası Hakkında

Uluslararası Çalışma Örgütü’nün 102 sayılı Sosyal Güvenliğin Asgari Normları sözleşmesinde yer alan 9 sosyal riskten birini de “kişilerin istek ve iradeleri dışında” işsiz kalmaları oluşturmaktadır. İşsizlik diğer sosyal güvenlik risklerinden farklı olarak sigortalının iaşesini temin için çalıştığı işini kaybetmesidir .

Çalışmamızda sigortalı işsizlerin kendi iradeleri dışında işsiz kalmaları halinde yararlanabilecekleri işsizlik sigortası işlenmiştir.

Bu kapsamda, ülkemizde sigortalı işsizin işsizlik sigortasından hangi hallerde ve nasıl faydalanabileceği, ne şekilde kapsam dışında kalınacağı hususları irdelenmiştir.

1.İŞSİZLİK SİGORTASI KAVRAMI

İşsizlik kavramı hastalık, analık veya ölüm risklerinden farklı olarak ekonomik yönden kuvvetli olguların değişkenliğinden kaynaklanmaktadır .

4447 Sayılı Kanun’un 48/1 hükmünce işsizlik sigortası zorunludur. Mezkûr Kanun’un 46/1. maddesinde işsizlik sigortasının amacı, “işsizlik sigortasına ilişkin kuralları ve uygulama esaslarını düzenlemek ve bu Kanunda öngörülen hizmetlerin verilmesini sağlamaktır.” şeklinde düzenlenmiştir.

Kısaca amaç, işsizliğin olumsuz sonuçlarının giderilmesidir . İşsizlik sigortası, sigortalıya işsiz kaldığı evrede devamlı ödenen işsizlik ödeneği ile birlikte mesleki eğitim vermeye çalışır. İşsizlik ödeneği, işsizin işsiz kaldığı dönem içerisinde asgari seviyede yaşamını idame ettirmesi için verilmektedir .

Günümüzde pek çok ülkede uygulanan işsizlik sigortası hakkında birçok tanım yapılmıştır. Bu kapsamda, işsizlik sigortası hususunda yapılan açıklamalar içerisinde birden çok anlatımı içerisinde barındıran Tuncay&Ekmekçi tarafından yapılan tanım, “İşsizlik sigortası, çalışma arzu, yetenek ve iradesine sahip olmasına rağmen işini kendi isteği ve kusuru dışında kaybeden çalışanlara, uğradıkları gelir kaybını kısmen ve geçici bir süre için telafi amacı güden ve primlerle desteklenen bir sosyal sigorta koludur.”

Sigortalının işsizlik sigortasından yararlanabilmesi için öncelikle kendi arzusu dışında işsiz kalması gerekmektedir. Ayrıca, sigortalının belli bir süre prim ödemesi, uygun bir iş teklifini reddetmemesi, çalışma istek ve arzusu bulunmalıdır. Bu koşulların bulunmaması halinde örneğin, sigortalının çalışmasına elverişli bir iş olanağını reddetmesi durumunda işsizlik sigortasından yararlanması mümkün değildir .

Grev ve Lokavt halinde işsizlik sigortasından yararlanıp yararlanılamayacağı hakkında ülkeler arasında farklılıklar bulunmaktadır. Örneğin, B. Krallık’ta kısa süreli iş bırakmalarda bile işsizlik sigortasından faydalanılırken Almanya’da toplu iş uyuşmazlıklarında devletin tarafsız kalması iinden hareketle grev ve lokavt süresince sigortalı, işsizlik sigortasından yararlandırılmaz .

Tuncay&Ekmekçi’ye göre ise, “Sosyal güvenlik sisteminin amacı iş uyuşmazlıklarında bir sosyal tarafa destek sağlama olmadığına ve bu tür işsizlik bir anlamda iradi bir eylemin sonucu olduğuna göre, grev ve lokavt halinde işsizlik sigortasından yararlanamama daha doğru bir çözümdür.”

İşsizlik sigortasında sistem katılmalı yani işçi, işveren ve devletin belirli oranlarda prim ödediği düzene dayanır. 5510 Sayılı Kanun ile belirlenen prime esas kazançlar üzerinde alınmakta olup, toplam %4 olarak ödenen primlerde devletin oranı %1, işveren oranı %1, sigortalı oranı %2 dir .

4447 Sayılı Kanun’un 49/1 maddesinde, “İşsizlik sigortasının gerektirdiği ödemeleri, hizmet ve yönetim giderlerini karşılamak üzere, bu Kanunun 46 ncı maddesi kapsamına giren tüm sigortalılar, işverenler ve Devlet, işsizlik sigortası primi öder. İşsizlik sigortası primi, sigortalının 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 80 ve 82 nci maddelerinde belirtilen prime esas aylık brüt kazançlarından % 1 sigortalı, % 2 işveren ve %1 Devlet payı olarak alınır. İsteğe bağlı sigortalılardan işsizlik sigortası primini ödeyenlerden ise % 1 sigortalı ve % 2 işveren payı alınır. Korumalı işyerlerinde çalışan ve iş gücü piyasasına kazandırılmaları güç olan zihinsel veya ruhsal engellilerin işsizlik sigortası işveren payı Hazine tarafından karşılanır.”

Ayrıca Kanun’un 49. maddesinin devamında, “İşverenler, işsizlik sigortasına ilişkin prim yükümlülükleri nedeniyle sigortalıların ücretlerinden herhangi bir indirim veya kesinti yapamazlar. Herhangi bir nedenle işçinin sigortalılık durumunun sona ermesi halinde, o ana kadar işçiden ve işverenden kesilen işsizlik sigortası primleri ile Devlet payı iade edilmez. İşsizlik sigortasına işverenlerce ödenen primler kazancın tespitinde gider olarak kabul edilir, sigortalılarca ödenen primler de gerçek ücretin hesaplanmasında gelir vergisi matrahından indirilir.

İşsizlik sigortası primlerinin toplanmasından, sigortalı ve işyeri bazında kayıtların tutulmasından, toplanan primler ile uygulanacak gecikme cezası ile gecikme zammının Fona aktarılmasından, teminat ve hak edişlerin prim borcuna karşılık tutulmasından, yersiz olarak alınan primlerin iadesinden Sosyal Güvenlik Kurumu görevli, yetkili ve sorumludur.” ifade edilmiştir.

2.İŞSİZLİK SİGORTASININ KAPSAMI

4447 Sayılı Kanun sigortalı kavramını, “Bu kanun kapsamına giren bir işyerinde bir hizmet akdine dayalı olarak çalışan ve çalıştığı süre içinde işsizlik sigortası primi ödeyen kimse”; sigortalı işsiz de, “Bu Kanun kapsamına giren bir işyerinde bir hizmet akdine dayalı ve sigortalı olarak çalışırken bu Kanun’un ilgili maddelerinde belirtilen nedenlerle işini kaybeden ve Kuruma başvurarak çalışmaya hazır olduğunu bildiren” şeklinde ifade etmiştir .

İşsizlik sigortası kapsamına, bağımlı şekilde bir iş sözleşmesine tabi olarak çalışanlar girmektedir. Bunların beden ya da fikir işçisi olması noktasında ayrım bulunmamaktadır. Fakat bağımlı şekilde çalışanlar içerisinde bulunan memur ve diğer kamu çalışanları işsizlik sigortası kapsamına dahil değildir. Çünkü, memurların idare hukuku ilkeleri bağlamında hayatları boyunca çalışacakları ve işçilere nazaran çok daha fazla iş güvencesine sahip oldukları kabul edilmektedir .

Yine bağımlı çalışmış olsalar da çalışma şekli mevsim koşullarına bağlı olan mevsimlik işçiler işsizlik sigortasından yararlanamaz. Kısmi süreli çalışanlar ise işsizlik sigortasından ancak haftalık asgari çalışma süresini ya da gelir düzeyini aşmaları halinde faydalanabilmektedir. Yüksek ücret alanlar ile bağımsız çalışanların da işsizlik sigortası kapsamında yer alması uygun görülmemiştir. Başlıca sebepleri, bağımsız çalışanların gerçekten işsiz olup olmadıklarının belirlenmesinde yaşanan güçlükler ile işsiz kaldıkları evreyi bağımlı çalışan işsizlere oranla daha rahat geçirebilecekleri ekonomik seviyeye haiz oldukları düşüncesidir .

2.1.Kapsam İçerisinde Yer Alanlar

Söz konusu sigortadan kimlerin yararlanacağı 4447 Sayılı Kanun’un 46/2. maddesinde düzenlenmiştir. Hükümde, “5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ile ikinci fıkrası kapsamında olanlardan bir hizmet akdine dayalı olarak çalışan sigortalıları, 4857 sayılı Kanuna göre kısmi süreli iş sözleşmesi ile çalışanlardan 5510 sayılı Kanunun 52 nci maddesinin birinci fıkrası kapsamında işsizlik sigortası primi ödeyen isteğe bağlı sigortalılar ile aynı Kanunun ek 6 ncı maddesi kapsamındaki sigortalıları ve 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 20 nci maddesinde açıklanan sandıklara tabi sigortalıları kapsar.” kapsam içerisine girenler belirtilmiştir.

Daha açık bir ifadeyle, 5510 Sayılı Kanun’un 4/I(a) kapsamında bir veya birkaç işverene tabi olarak iş sözleşmesi ile çalışan sigortalılar, md.4/II(b) kapsamında iş sözleşmesi ile çalışan sanatçı, düşünür ve yazarlar, T.C. ile yabancı ülke arasında ikili sözleşmenin varlığı aranmaksızın Türkiye’de oturan ve çalışan yani md. 4/I (a) kapsamında iş sözleşmesiyle çalışan yabancılar, İş Kanun’u kapsamında kısmi süreli iş sözleşmesiyle çalışanlardan işsizlik sigortası primi ödeyen isteğe bağlı sigortalılar ile ek md.6 kapsamındaki ticari taksi, dolmuş ve benzeri nitelikteki şehir içi toplu taşıma aracı işyerlerinde çalışan sigortalılar ve SSK’nun geç. 20nci maddesi kapsamındaki vakıf sandıklara tabi sigortalılar, 4081 Sayılı Kanun’a göre çalıştırılan koruma bekçileri, 5510 Sayılı Kanun’un 52/1. fıkrası kapsamında işsizlik sigortası primi ödeyen isteğe bağlı sigortalılar işsizlik sigortası kapsamındadır .

2.2.Kapsam Dışı Olanlar

4447 Sayılı Kanun’un 46/3. maddesinde kapsam dışı olanlar düzenlenmiştir. Buna göre,“5510 sayılı Kanunun; 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) ve (c) bentleri, ikinci fıkrası kapsamında olanlardan bir hizmet akdine dayalı olarak çalışmayanlar ve üçüncü fıkrası, 5 inci, 6 ncı ve geçici 13 üncü maddeleri kapsamında olanlar ile 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 20 nci maddesi kapsamında olmakla birlikte memur veya 22/1/1990 tarihli ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi sözleşmeli statüde bulunanlar ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu, 3269 sayılı Uzman Erbaş Kanunu, 3466 sayılı Uzman Jandarma Kanunu, 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu, 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunu, 2914 sayılı Yüksek Öğretim Personel Kanunu, 233 ve 399 sayılı kanun hükmünde kararnameler ile 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi kamu kurum ve kuruluşlarının teşkilat kanunlarındaki hükümlerine göre sözleşmeli personel statüsünde çalışanlar (18/5/1994 tarihli ve 527 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 31 inci maddesi kapsamında yer alan sözleşmeli personel dâhil) ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa göre geçici personel statüsünde çalıştırılanlar bu Kanun kapsamına dahil değildir.”

Yani, SSGSSK Md. 4/I (b-c) bendi kapsamında bağımsız çalışanlar ve memurlar, iş sözleşmesine dayanılarak çalışamayanlar, sosyal güvenlik destek primi ödeyerek çalışanlar,sadece kısmen sigortalı sayılanlar, md. 6 kapsamında sigortalı sayılmayanlar, At Yarışları Hakkında Kanun’a göre jokey ve antrenörler, iş kaybı tazminatı alanlar, 1593 Sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanun’u kapsamındaki genel kadınlar, sendika ve konfederasyonun başkan ve yöneticileri, geçici 20. madde kapsamındaki sandıklarda memur, 399 KHK kapsamında sözleşmeli statüde çalışanlar, 657 Sayılı DMK, 926 TSK Personel Kanun’u, 3269 Sayılı Uzman Erbaş Kanun’u, 3466 Sayılı Uzman Jandarma Kanun’u, 2802 Sayılı Hakimler ve Savcılar Kanun’u, 2914 Sayılı Yüksek Öğretim Kanun’u, 233 ve 399 KHK ile 190 KHK tabi kamu kurum ve kuruluşlarının teşkilat kanunlarındaki hükümlerine göre sözleşmeli personel statüsünde çalışanlar, 657 Sayılı DMK göre geçici personel statüsünde çalıştırılanlar işsizlik sigortası kapsamında değildir .

3.İŞSİZLİK SİGORTASINDAN SİGORTALI İŞSİZE SAĞLANAN YARDIMLAR

4447 Sayılı Kanun’un 48/6.maddesinin d fıkrasında sigortalı işsize yapılan ödemeler ve sağlanan hizmetler düzenlenmiştir. Anılan düzenleme de, “Sigortalı işsizlere bu Kanunda belirtilen esas ve usuller çerçevesinde, Kurumca aşağıda belirtilen ödemeler yapılır ve hizmetler sağlanır; a) İşsizlik ödeneği, b) 5510 sayılı Kanun gereği ödenecek sigorta primleri, c) Yeni bir iş bulma, d) Aktif işgücü hizmetleri kapsamında kurs ve programlar.” Belirlenmiştir.

3.1.İşsizlik Ödeneği 3.1.1.Hak Kazanmanın Şartları 3.1.1.1.Sigortalı Olma Ve Prim Ödeme

4447 Sayılı Kanun’un 50/2. maddesi gereğince “Hizmet akdinin sona ermesinden önceki son 120 gün prim ödeyerek sürekli çalışmış olanlardan, son üç yıl içinde;

a) 600 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik sigortası primi ödemiş olan sigortalı işsizlere 180 gün,

b) 900 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik sigortası primi ödemiş olan sigortalı işsizlere 240 gün,

c) 1080 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik sigortası primi ödemiş olan sigortalı işsizlere 300 gün,

Süre ile işsizlik ödeneği verilir.”

 

İfade etmek isteriz ki, işsizlik sigortası primlerinin işveren tarafından ödenmemesi sigortalının işsizlik ödeneğinden yararlanmasına engel değildir.

İsteğe bağlı olarak sigortalı olup işsizlik sigortası primi ödeyenler ise toplam %3 oranındaki primi takip eden ayın sonuna kadar ödemedikleri takdirde o aya ilişkin işsizlik sigortası primi ödeme hakları sona erer. Bu husus, prim ödeme şartının tamamlanma sürecini geciktirir .

3.1.1.2.İş Sözleşmesinin Sigortalının İradesi Dışında Sona Ermesi

4447 Sayılı Kanun’un 51. maddesine göre, “Bu Kanun uyarınca sigortalı sayılanlardan hizmet akitleri aşağıda belirtilen hallerden birisine dayalı olarak sona erenler, Kuruma süresi içinde şahsen başvurarak yeni bir iş almaya hazır olduklarını kaydettirmeleri ve bu Kanunda yer alan prim ödeme koşullarını sağlamış olmaları kaydıyla işsizlik ödeneği almaya hak kazanırlar.

a) 25/8/1971 tarihli ve 1475 sayılı İş Kanunu’nun 13. maddesi veya 20/4/1967 tarihli ve 854 sayılı Deniz İş Kanunu’nun 16.maddesi ya da 13/6/1952 tarihli ve 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanunun 6. maddesinin dördüncü fıkrasında belirtilen bildirim önellerine uygun olarak hizmet akdi işveren tarafından sona erdirilmiş olmak,

b) Hizmet akdi, süresi belli olsun veya olmasın sürenin bitiminden önce veya bildirim önelini beklemeksizin 1475 sayılı İş Kanunu’nun 16.maddesinin (I), (II) ve (III) numaralı bentlerine veya 854 sayılı Deniz İş Kanunu’nun 14. maddesinin (II) ve (III) numaralı bentlerine veya 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanunun 7.maddesi ile 11 inci maddesinin birinci fıkrasına göre sigortalı tarafından feshedilmiş olmak,

c) Hizmet akdi, süresi belli olsun veya olmasın süresinin bitiminden önce veya bildirim önelini beklemeksizin 1475 sayılı İş Kanunu’nun 17.maddesinin (I) ve (III) numaralı bentlerine veya 854 sayılı Deniz İş Kanunu’nun 14.maddesinin (III) numaralı bendine veya 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanunun 12 inci maddesinin birinci fıkrasına göre işveren tarafından feshedilmiş olmak,

d) Hizmet akdinin belirli süreli olması halinde, bu sürenin bitimi nedeniyle işsiz kalmak, 854 sayılı Deniz İş Kanunu’nun 7. maddesinin (II) numaralı bendinde belirtilen hizmet akdinin belirli bir sefer için yapılmış olması nedeniyle sefer sonunda işsiz kalmak,

e) İşyerinin el değiştirmesi veya başkasına geçmesi, kapanması veya kapatılması, işin veya işyerinin niteliğinin değişmesi nedenleriyle işten çıkarılmış olmak, 854 sayılı Deniz İş Kanunu’nun 14. maddesinin (IV) numaralı bendindeki nedenlerle işsiz kalmak,

f) 24/11/1994 tarihli ve 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamalarının Düzenlenmesine ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 21 inci maddesi kapsamında işsiz kalmak,

g) Yukarıdaki bentlerde belirtilen iş kanunları kapsamına girmeyen sigortalılardan hizmet akitleri, 2821 sayılı Sendikalar Kanunu ile 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu kapsamında yapılmış olan toplu iş sözleşmeleri veya toplu iş sözleşmesi bulunmayan hallerde Borçlar Kanunu hükümleri doğrultusunda (a), (b), (c), (d) ve (e) bentlerindeki hükümlere paralel olarak sona ermiş olmak.

Ancak, işsizlik ödeneğine hak kazanabilmek için hizmet akdinin başvuru sırasında grev, lokavt veya kanundan doğan ödevler nedeniyle askıya alınmamış olması gerekmektedir.” bu kapsamda iş sözleşmeleri kanunda sayılan nedenlerle feshedilen işçiler işsizlik ödeneğinden yararlanabilirler. İş sözleşmesinin fesih nedenleri incelendiğinde Kanun’un “iradesi dışında işsiz kalma” hususuna üstünlük tanıdığı ortadadır .

İşveren tarafından iş akdi haksız şekilde feshedilen sigortalı işsizlik sigortasından yararlanma hakkına sahiptir. Bu kapsamda Yargıtay 9. Hukuk Dairesi sigortalının iş akdinin feshinin haksız olduğuna ilişkin tespiti dava yoluyla istemesinde hukuki yararı bulunduğu yolunda karar vermiştir –

Kadın işçinin evlilik nedeniyle iş sözleşmesini feshinde işsizlik ödeneğinden yararlanması, iradesi ile iş sözleşmesini feshettiğinden mümkün değildir. Yine benzer şekilde, 1475 Sayılı Kanun’un 14/5 hükmünce emeklilik nedeniyle iş sözleşmesini sona erdiren sigortalı içinde bu durum aynıdır .

Sigortalının askerlik nedeniyle iş sözleşmesini feshi halinde işsizlik sigortasından faydalanıp faydalanamayacağı hususunda kanunda düzenleme bulunmamaktadır. Sigortalının askerlik nedeniyle iş sözleşmesini zorunlu olarak feshettiği kabul edilse de işsizlik ödeneğinden yararlanması söz konusu değildir . Tuncay&Ekmekçi’ye göre, “Kişi askerden döndükten sonra (ve bunu belgeleyerek) 30 gün içinde İşKur’a başvurduğu takdirde süresinde başvurmuş sayılır ve askerlik sonrası işsiz kaldığı dönem için işsizlik sigortasından yararlanması gerekir.”

İş sözleşmesinin grev, lokavt, kanundan doğan bir görev nedeniyle askıya alınması ya da doğal afet vs veya sigortalının kısa süreli askerlik sebebiyle çalışmaması, kurumdan gelir elde etmesi halinde işsizlik sigortasından yararlanamaz .

3.1.1.3.Kuruma Başvuru

4447 Sayılı Kanun’un 48/5 maddesine göre, “Sigortalı işsizin, bu maddede belirtilen ödeme ve hizmetlerden yararlanabilmesi için işten ayrılma bildirgesi ile birlikte hizmet akdinin feshedildiği tarihi izleyen günden itibaren otuz gün içinde Kuruma doğrudan veya elektronik ortamda başvurması gerekir. Mücbir sebepler dışında, başvuruda gecikilen süre işsizlik ödeneği almaya hak kazanılan toplam süreden düşülür” işsizlik sigortasından yararlanmak isteyen sigortalı iş sözleşmesinin sona erdiği tarihten itibaren 30 gün içinde İşKur’a müracaat etmesi gerekir.

İşe iade davası sonucunda feshin geçersizliğinin tespiti halinde iş sözleşmesinin sona erdiği tarih değişmektedir. Bu noktada sigortalının tekrar kuruma başvurmasının gerekmediğine ilişkin Yargıtay 10. HD’nin istikrar kazanmış kararları mevcuttur .

3.1.1.4.Çalışmaya Uygun Ve İstekli Olma

Sigortalı işsizin işsizlik sigortasından yararlanabilmesi hususu 4447 Sayılı Kanun’un 51/1. maddesinde ifade edilmiştir. Madde metni, “Bu Kanun uyarınca sigortalı sayılanlardan hizmet akitleri aşağıda belirtilen hallerden birisine dayalı olarak sona erenler, Kuruma süresi içinde şahsen başvurarak yeni bir iş almaya hazır olduklarını kaydettirmeleri…..” halinde işsizlik ödeneğine hak kazanılacağını açıkça düzenlemiştir.

Ayrıca işsizlik sigortasının tanımının yapıldığı 47. maddenin c fıkrasında, “Bir işyerinde çalışırken, çalışma istek, yetenek, sağlık ve yeterliliğinde olmasına rağmen, herhangi bir kasıt ve kusuru olmaksızın işini kaybeden sigortalılar..” aynı maddenin e fıkrasında sigortalı işsizin tanımı, “Bu Kanun kapsamına giren bir işyerinde bir hizmet akdine dayalı ve sigortalı olarak çalışırken bu Kanunun ilgili maddelerinde belirtilen nedenlerle işini kaybeden ve Kuruma başvurarak çalışmaya hazır olduğunu bildiren kimseyi” yapılmıştır.

Çalışmaya istek ve yeterlilikte olduğunun ispat yükü sigortalı işsizdedir. Sigortalının talep ettiği işin mevcudiyetinden ziyade makul şartlarda işin ortaya çıkması ve bunu kabul edecek durumda olduğunu kanıtlaması gerekmektedir .

3.1.2.İşsizlik Ödeneğinin Miktarı Ve Süresi

İşsizlik ödeneği, günlük kazanç üzerinden belirlenmekte olup, işsizin son dört aylık prime esas gelirleri dikkate alınarak hesaplanan günlük ortalama brüt kazancının %40’ıdır .

İşsizlik ödeneğinin verilmesi işsizin prim ödeme gün sayısı baz alınarak belirlenir. 4447 Sayılı Kanun’un 50/2.maddesinde bu husus düzenlenmiştir. Sigortalının iş sözleşmesinin hitamından önceki son 120 gün prim ödeyerek sürekli çalışması olması halinde son üç yıl içinde;

-600 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik sigortası primi ödemiş olan sigortalı işsize 180 gün,

-900 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik sigortası primi ödemiş olan sigortalı işsize 240 gün,

-1080 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik sigortası primi ödemiş olan sigortalı işsize 300 gün süre ile işsizlik ödeneği verilir.

İşsizlik ödeneği sigortalı işsizin ödeneği almaya hak kazandığı tarihten itibaren hesaplanır ve her ayın sonunda işsize ödenir.

3.2.Genel Sağlık Sigortası Primlerinin Ödenmesi

Sigortalı işsizlerin genel sağlık sigortalısı olduğu 5510 Sayılı Kanun2un 60/1.maddesi e bendinde belirtilmiştir. Söz konusu işsizlerin tescil işlemleri İşKur tarafından ödenekten yararlanmaya başladıkları tarihten itibaren bir ay içinde genel sağlık sigortası giriş bildirgesi düzenlenmek suretiyle yapılır. İşKur tarafından prime esas kazançlarının %12 si tutarında genel sağlık sigortası primleri ödenir. Burada amaçlanan sigortalının işsiz kaldığı dönemde sağlık bakımından hak kaybına uğramasına mâni olmaktır. Sigortalı işsiz tarafından işsizlik ödeneğinin ödendiği süre çalışılmış olarak geçirilmediğinden emeklilik bakımından hizmet süresi içerisinde görülmez .

3.3.Yeni Bir İş Bulma

İşsizlik sigortası ile ilgili her türlü yardım ve hizmetin sunulmasından Türkiye İş Kurumu görevli ve yetkilidir. Bu kapsamda İşKur sigortalı işsizin son aldığı ücrete ve mesleğine en uygun işi bulmasında yardımcı olacaktır. Böylelikle işsizlik ödeneğinden yararlanan sigortalı işsizlerin bir an evvel işe yerleştirilmeleri işsizlik sigortasının yükünü de hafifletecektir .

3.4.Aktif İş Gücü Hizmetleri Kapsamında Kurs Ve Programlar

4447 Sayılı Kanun İşKur’a sigortalı işsize mesleki eğitim, geliştirme ve yetiştirme hizmeti sunulması görevini de yüklemiştir. Sigortalı işsizlere sağlanacak mesleki eğitim hizmeti ile meslek edinme zorunluluğu karşısında gerekli bilgi ve eğitim ile hazır hale gelmeleri sağlanmalıdır. İşsizlikle mücadelede en tesirli araçlar arasında iş dünyasının ihtiyaç duyduğu nitelikte insan yetişmesinin sağlanmasıdır. Buna “aktif emek politikası” denilmektedir. Bu nedenle 4447 Sayılı Kanun’un 48.maddesinde kurumca işsizlere aktif işgücü hizmetleri kapsamında kurs ve programlar düzenleneceği hüküm altına alınmıştır .

4.İŞSİZLİK ÖDENEĞİNDE HAK DÜŞÜRÜCÜ NEDENLER

İşsizlik ödeneğinin ödenmesinde hak düşürücü nedenler 4447 Sayılı Kanun’un 52/1. maddesinde, “İşsizlik ödeneği almakta iken;

a) Kurumca teklif edilen mesleklerine uygun ve son çalıştıkları işin ücret ve çalışma koşullarına yakın ve ikamet edilen yerin belediye mücavir alanı sınırları içinde bir işi haklı bir nedene dayanmaksızın reddeden,

b) İşsizlik ödeneği aldığı sürede gelir getirici bir işte çalıştığı veya herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşundan yaşlılık aylığı aldığı tespit edilen,

c) Kurum tarafından önerilen meslek geliştirme, edindirme ve yetiştirme eğitimini haklı bir neden göstermeden reddeden veya kabul etmesine karşın devam etmeyen,

d) Haklı bir nedene dayanmaksızın Kurum tarafından yapılan çağrıları zamanında cevaplamayan, istenilen bilgi ve belgeleri öngörülen süre içinde vermeyen, Sigortalı işsizlerin işsizlik ödenekleri kesilir.” belirtilmiştir.

Bu kapsamda, sigortalı işsizin işsizlik ödeneği aldığı dönem içerisinde gelir getirici bir işte çalışması, herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşundan gelir veya aylık alması, kurum tarafından tavsiye edilen işi reddetmesi, kurumca önerilen eğitimi gerekçesiz şekilde kabul etmemesi ya da kabule rağmen devam etmemesi, kurumun çağrılarına mazeretsiz olarak süresinde cevap vermemesi, talep edilen bilgi ve belgeleri zamanın teslim etmemesi halinde işsizlik ödeneği kesilecektir .

4447 Sayılı Kanun’un 52/4 hükmünce İşKur ve sigorta müfettişleri sigortalının işsizlik sigortasından yararlandığı dönem içerisinde bir işte çalışıp çalışmadığını denetleme yetkisini haizdirler.

Sigortalı işsizin işsizlik ödeneği aldığı zaman zarfında gelir getiren bir işte çalışmasına müsaade edilmemesi hakkın kötüye kullanılmasını önlemek amacını taşımaktadır. Mevcut düzenlemede yer alan “gelir getirici bir iş” tabirinden anlaşılması gereken ise sigortalı işsizin belirli bir ücret karşılığı olmak üzere zamanının büyük bir kısmını bir işyerinde çalışarak gelir elde etmesi anlaşılmalıdır. Sigortalının kısa süreli çalışmalar sonucu kazandığı gelir bu kapsam içerisinde sayılmamalıdır .

Sigortalı işsizin işsizlik sigortasından yararlandığı dönem ile işe iade davasında geriye doğru ücrete hükmolunan dönemin çakışması halinde ödenen işsizlik ödeneğinin akıbeti hususunda Tuncay&Ekmekçi, “Sigortalının aynı süre için hem işsizlik ödeneğinden hem de işe iade de geriye doğru ücretten yararlanamayacağı” görüşündedir.

Tuncay&Ekmekçi’nin söz konusu görüşü doğrultusunda 10.9.2014 tarih ve 6552 Sayılı Kanun ile 4447 Sayılı Kanun’un 50/3. maddesine hüküm eklenmiştir. Bahse konu düzenleme de, “4857 sayılı İş Kanununun 21 inci maddesi gereği işe iade davası nedeniyle yatırılan primlerin son günü esas alınarak işsizlik ödeneği hak sahipliği belirlenir ve işsiz geçen dönem için ödeme yapılır.” açıkça işsizin işe iade davasını kazanması halinde işsizlik sigortasından yararlanması dört aylık ücrete hak kazandığı sürenin sonundaki duruma göre belirlenecektir. Bu hususta,Yargıtay 10 HD de hem fikirdir .

5.İŞSİZLİK SİGORTASINDAN SORUMLU KURULUŞLAR

4447 Sayılı Kanun’un 46/4. maddesinde işsizlik sigortasından sorumlu kuruluşlar belirtilmiştir. Buna göre, “İşsizlik sigortası primlerinin toplanmasından Sosyal Sigortalar Kurumu, diğer her türlü hizmet ve işlemlerin yapılmasından İş ve İşçi Bulma Kurumu Genel Müdürlüğü görevli, yetkili ve sorumudur. Bu amaçla, İş ve İşçi Bulma Kurumu bünyesinde; İşsizlik Sigortası Fonuna aktarılan işçi, işveren ve devlet katkılarının Yönetim Kurulu kararları çerçevesinde değerlendirilmesine ilişkin işlemleri yürütmek, primlerin kişi bazında kaydını tutmak, işsizlik ödeneği ödenmesine ilişkin her türlü işlemleri yapmak, sigorta primlerinin Sosyal Güvenlik Kurumuna yatırılmasını sağlamak, işsizlere yönelik mesleki eğitim tedbirleri ile ilgili işlemleri yapmak ve bu Kanunun uygulanması ile ilgili olarak Kanunla verilen diğer görevleri yerine getirmek üzere İşsizlik Sigortası Daire Başkanlığı kurulmuştur.”

Söz konusu kanuni düzenleme ışığında işsizlik sigortasının idaresi Türkiye İş Kurumundadır. İşKur, kanunla getirilen her türlü işlemde görevli ve yetkilidir fakat işsizlik sigortası primlerinin tahsilinden Sosyal Güvenlik Kurumu yetkilidir. Bu nedenle Türkiye İş Kurumu bünyesinde İşsizlik Daire Başkanlığı kurulmuştur. Başkanlığın görevleri ise mezkûr kanunun 46/4. maddesinde sıralanmıştır.

6.ÜCRET GARANTİ FONU

4447 Sayılı Kanun’un Ek 1.maddesinde, “Bu Kanuna göre sigortalı sayılan kişileri hizmet akdine tabi olarak çalıştıran işverenin konkordato ilan etmesi, işveren için aciz vesikası alınması, iflası veya iflasın ertelenmesi nedenleri ile işverenin ödeme güçlüğüne düştüğü hallerde geçerli olmak üzere, işçilerin iş ilişkisinden kaynaklanan üç aylık ödenmeyen ücret alacaklarını karşılamak amacı ile İşsizlik Sigortası Fonu kapsamında ayrı bir Ücret Garanti Fonu oluşturulur. Bu madde kapsamında yapılacak ödemelerde işçinin, işverenin ödeme güçlüğüne düşmesinden önceki son bir yıl içinde aynı işyerinde çalışmış olması koşulu esas alınarak temel ücret üzerinden ödeme yapılır. Bu ödemeler 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 78 inci maddesi uyarınca belirlenen kazanç üst sınırını aşamaz. Ücret Garanti Fonu, işverenlerce işsizlik sigortası primi olarak yapılan ödemelerin yıllık toplamının yüzde biridir. Ücret Garanti Fonunun oluşumu ve uygulanması ile ilgili usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir.” düzenlenmiştir.

Ücret Garanti Fonu, İşKur Yönetim Kurulu kararları çerçevesinde yönetilir. Ücret Garanti Fonu Yönetmeliğinin 6.maddesinde fonun gelirleri düzenlenmiştir. Buna göre, “Fonun gelirleri; işverenlerce işsizlik sigortası primi olarak yapılan ödemelerin işveren payının yıllık toplamının yüzde biri ile bu primlerin değerlendirilmesinden elde edilen kazançlardan oluşur.” Fon, İşsizlik Sigortası Fonu içerisinde farklı bir hesapta takip edilir ve İşsizlik Sigortası Fonunun aylık getirisi oranında nemalandırılır.

Fon, İşsizlik Sigortası Fonu Kaynaklarının Değerlendirilmesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkındaki Yönetmelik çerçevesinde İşsizlik Sigortası Fonu içerisinde değerlendirilir.

Fonun giderleri, ücret alacağı ve bu alacağın ödenebilmesine yönelik Yönetim Kurulu kararı ile yapılan diğer harcamalardan oluşur.

Yönetmeliğin 8.maddesi gereğince işçi ücret alacağı için kuruma ödeme güçlüğünü ortaya çıkaran belgeleri ibraz etmek kaydıyla başvurur. Somut durumun nedenine göre söz konusu belgeler farklılık arz edecektir. Yönetmeliğin 8. maddesinde kuruma sunulması icap eden belgeler sıralanmıştır.

Bu kapsamda madde metni aynen şu şekilde düzenlenmiştir; “Kurum tarafından ücret alacağının ödenebilmesi için iş sözleşmesinin devam edip edilmediğine bakılmaksızın,

a) İşveren hakkında aciz vesikası alınması durumunda, icra dairesinden alınan aciz vesikası veya 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 105 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca alınacak hacze kabil mal bulunmadığına ilişkin haciz tutanağı ve işveren tarafından düzenlenen işçi alacak belgesi,

b) İşverenin iflası durumunda, mahkemece verilen iflas kararı veya İcra ve İflas Kanun’unun 166.maddesi uyarınca iflas kararının ilan edildiğini gösteren belge ve iflas dairesi veya iflas idaresi tarafından onaylanan işçi alacak belgesi,

c) İşverenin iflasının ertelenmesi durumunda, mahkemece verilen iflasın ertelenmesi kararı veya İcra ve İflas Kanununun 166.maddesi uyarınca iflasın ertelenmesinin ilan edildiğini gösteren belge ve kayyım tarafından onaylanan işçi alacak belgesi,

ç) İşveren hakkında konkordato ilan edilmesi durumunda, mahkemece verilen konkordato mühlet kararı veya İcra ve İflas Kanununun 288 inci maddesi uyarınca konkordato mühlet kararının ilan edildiğini gösteren belge ve konkordato komiseri veya konkordato tasfiye memuru tarafından onaylanan işçi alacak belgesi ile birlikte işçinin Kurum birimine başvurması gerekir.”

Fon tarafından işçilerin iş ilişkisinden kaynaklanan üç aylık ödenmeyen ücret alacakları garanti altına alınmıştır. Yönetmeliğin 4.maddesinin e bendinde bahse konu üç aylık ücret alacaklarının başlangıç süresi düzenlenmiştir. Buna göre, İşçinin, iş ilişkisinden kaynaklanan ve işverenin konkordato ilan etmesi, işveren için aciz vesikası alınması, iflası veya iflasın ertelenmesi nedenleri ile ödeme güçlüğüne düşmesinden önceki ödenmeyen en fazla üç aylık temel ücrete ilişkin alacaklarının ödeneceği yönetmelikle belirlenmiştir.

Ücret Garanti Fonu tarafından işçiye net ücreti üzerinden ödeme yapılır.

Ücret alacağı, işçinin Kuruma başvuru yaptığı tarihi izleyen ayın sonuna kadar yapılır. Ayrıca ifade etmek isteriz ki, ödemeler fon tarafından başvuru sırasına göre yapılmaktadır .

7.KURUM TARAFINDAN İŞSİZLİK SİGORTASININ UYGULANMASINA İLİŞKİN TESİS EDİLEN İŞLEMLERE KARŞI İTİRAZ

4447 Sayılı Kanun’un 54/son maddesinde, “İşsizlik sigortası uygulamasına ilişkin işlemlere karşı sigortalıların ve işverenlerin yapacakları itirazlardan Sosyal Sigortalar Kurumuna verilen görevlerle ilgili olanlar adı geçen Kuruluşa, diğerleri ise Kuruma yapılır. İtirazların, işlemin tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde yapılması ve 30 gün içinde sonuçlandırılması zorunludur. Yapılan itirazlar daha önce yapılmış bulunan işlemlerin uygulanmasını geciktirmez. İtiraz yoluna başvurulmuş olması ilgililerin yargı yoluna başvurma haklarını ortadan kaldırmaz.” düzenlenmiştir.

Kurumun işsizlik sigortasıyla ilgili işlemlerine karşı itiraz edilmesi icap edebilir. İşsizlik sigortası uygulamasına ilişkin işlemlere karşı sigortalılar ve işverenler Sosyal Güvenlik Kurumu’nun görevleri ile ilgili olanlar Sosyal Güvenlik Kurumu’na, bunun dışında kalan itirazlar ise Türkiye İş Kurumu’na yapılır. İtirazlar, işlemin tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde yapılması ve 30 gün içinde sonuçlandırılması zorunludur. Fakat, yapılan itirazlar yapılmış olan işlemin uygulanmasını geciktirmez. İtiraz yoluna başvurulmuş olması ilgililerin yargı yoluna başvurma haklarını ortadan kaldırmaz. Bu kapsamda, idari para cezalarına karşı itirazlarda sulh ceza mahkemesi, diğer işlemlere ilişkin itirazlarda ise iş mahkemesi görevlidir .

SONUÇ

Çalışmamızda, 4447 Sayılı Kanun da düzenlenen İşsizlik sigortasından kendi istek ve arzusu dışında iş sözleşmesi feshedilen ve Kanunun aradığı primleri ödeyen işsizin kuruma başvuru yapmak şartıyla yararlanabileceği incelenmiştir.

Ayrıca sigortalı işsizin işsizlik sigortasında yararlanmaya başlamasıyla İşKur tarafından temin edilen kurslara mazeretli olma hali dışında katılmasının gerekliliği ile yeni bir iş tavsiyesinde önceki işindeki şartlar, ücret nazara alınmak suretiyle keyfi şekilde reddetmemesinin lazım geldiği belirtilmiştir. Çünkü bu takdirde işsizlik ödeneğinden yararlanamama hali ortaya çıkmaktadır.

Kanun ile ülkemizde yer edinen işsizlik sigortasıyla sigortalı işsizin çalıştığı dönem içerisinde kazandığı gelir nispetinde sürdürdüğü yaşam kalitesinden ziyade asgari şekilde hayatını idame ettirmesi amaçlanmaktadır.

İşKur’a, işsize iş olanağının sağlanması kanunla getirilmiş bir görevdir. İşsizin en hızlı şekilde yeni bir işe başlaması Fonun yükünü hafifletecek olup, işsizinde hayat seviyesini yükseltecektir.

Bu kapsamda İşkur’un görevlerinden birisi de işsize yeni bir meslek edindirmek amacıyla mesleki kurslar düzenlemektir. Ve bunun içindir ki, işsizin mutlaka katılması mecburidir. İşsizin mazeretsiz katılmamasının yaptırımı ise işsizlik ödeneğinin kesilmesi ile karşımıza çıkmaktadır.

Sosyal güvenlik risklerinden birisi olan işsizlik, işsizlik sigortası ile sigortalı işsizlere ekonomik güvence sağlamaktadır. İş bu hususta Uluslararası Çalışma Örgütü’nün 102 sayılı Sözleşmesi içerisinde yer alan 9 risk arasındaki işsizlik riskine ilişkin kanuni düzenleme yapılmıştır.

KAYNAKÇA

Güzel&Okur&Caniklioğlu, Sosyal Güvenlik Hukuku, İstanbul 2016, 16. Bası

Prof. Dr. Yusuf Alper, Sosyal Sigortalar Hukuku, Bursa 2016, Güncellenmiş 8. Bası

Tuncay&Ekmekçi, Sosyal Güvenlik Hukuku Dersleri, İstanbul 2017, Yenilenmiş 19. Bası